TİP Genel Başkanı Erkan Baş: “Saray yargılamalarında gerçek suçluların cezalandırılmayacağını hepimiz biliyoruz”
Kamera: Mehmet ÇALPAR (İSTANBUL) - Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Ekran Baş, Yenidoğan Çetesi Davası'nın sürdüğü Bakırköy Adliyesi önünde yaptığı açıklamada; “Yalan makinaları çalışıyor ve Türkiye’de yargının bağımsız olduğu, yargının tarafsız olduğu, adil kararlar verilen bir ülke olduğu inandırılmaya çalışılıyor. Buna ilişkin, sayısız örnek verebiliriz. Ama bunlardan en önemlilerden, en vahşilerinden, en insanlık dışı olanlardan bir tanesinin duruşmasını takip etmek üzere buradayız. Takip etmek zorundayız çünkü, bunların saray yargılamalarından adalet çıkmayacağını, gerçek suçluların cezalandırılmayacağını hepimiz biliyoruz” dedi. TİP Genel Başkanı Ekran Baş, Yenidoğan Çetesi Davası'nın görülmeye devam ettiği Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bulunduğu Bakırköy Adliyesi önünde açıklama yaptı. Erkan Baş’ın açıklamasının satır başları ise şöyle: "Günlerdir, artık iki hafta geride kaldı, burada adına yargılama denilen bir etkinlik devam ediyor. Ve artık belirli bir karar aşamasına geldiğini düşündüğümüz, gözlemlediğimiz, arkadaşlarımızın bize aktardıkları üzerinden bu doğrultuda bir eğilim oluşan bir yanda tüm bu ülkenin onurlu insanları, bu ülkenin alın teriyle emeğiyle yaşayan insanları, bu ülkenin vicdanını kaybetmemiş tüm insanları adına bugün buradayız ve davayı takip ediyoruz. Bu sahne şu anda bizi izlediğiniz sahne, sanıyorum hiçbirimizi için yabancı değil. Türkiye’nin pek çok kocaman binalar var. O binaların üzerinde saray yazıyor. O binalardan Türkiye’ye adalet çıkacağı, propaganda ediliyor. Yalan makinaları çalışıyor ve Türkiye’de yargının bağımsız olduğu, yargının tarafsız olduğu, adil kararlar verilen bir ülke olduğu inandırılmaya çalışılıyor. Buna ilişkin, sayısız örnek verebiliriz. Ama bunlardan açık söylüyorum, en önemlilerden bir tanesinin, en vahşilerinden bir tanesinin, en insanlık dışı olanlardan bir tanesinin duruşmasını takip etmek üzere bugün buradayız. Takip etmek zorundayız çünkü, bunların saray yargılamalarından adalet çıkmayacağını biliyoruz. Saray yargılamalarında hukuka uygun kararlar verilmeyeceğini biliyoruz. Saray yargılamalarında gerçek suçluların cezalandırılmayacağını hepimiz biliyoruz. “Daha aldığı nefesi sayabilecek kadar küçücük yavrularımız 3 kuruş para kazanmak için bu alçaklar tarafından öldürüldü” Bu ülkenin yurttaşları olarak, buradaki bütün arkadaşlarım adına söyleyebilirim. Bizler, ülkemizin bu hale düşürülmesinin acısını yaşıyoruz, ülkemizin bu hale düşünülmesinin utancını yaşıyoruz. Biz bu ülkeyi çetelerin yönetmesinin utancını yaşarken, belki de insanlık tarihinin en kötü örgütlenmelerinin bir tanesi. Daha el kadar, dünyaya yeni gelmiş, daha aldığı nefesi sayabilecek kadar küçücük yavrularımız 3 kuruş para kazanmak için bu alçaklar tarafından öldürüldü. Bu bizim kabul edebileceğimiz, bu bizim normal görebileceğimiz bir şey değil. Bu rezil ülkede bile olmasına tahammül edebileceğimiz bir şey değil. Onun için bugün buradayız. Paranın, o paranın gücü ile iktidar koltuğuna oturanların, iktidar koltuğunda oturmak için bütün varını yoğunu zenginleri daha çok zengin etmek için harcayanların, bu uğurda bütün ülkeyi ateşe atanların el kadar çocukların öldürülmesine yol açanların unutulmasına, bunun yok sayılmasına bunların yaşandığı ülkede hayatın normal bir şekilde devam etmesine isyan ediyoruz. “Yoksulun, garibanın kendisini çaresiz hissedenlerin, çaresiz olmadığını göstermek için buradayız” Üç beş tanesine bizleri susturabilmek için, kamuda bizim vicdanımızda oluşan öfkeyi bastırabilmek için ceza verecekler. Ama gerçek suçlular gerçek katiller aramızda gezmeye dolaşmaya yarın öbür gün yeni canları almaya, üç lira para kazanmak için başka çocukları katletmeye, başka anneleri başka babaları ağlatmaya devam edecekler. Ve biz bütün bunların yaşandığı bir ülkede insanız deyip normal biçimde hayatımıza devam edeceğiz. Biz bunu kabul etmiyoruz. Burada yargılama adı altında aslında iktidarın aslında gerçek sorumluların suçlarının örtbas edilmesine, onun yok sayılmasına karşı asla sessiz kalmayacağımızı söylemek için geldik. Bunların bu iktidardan yana olan, parası olan gücü olan bu ülkede istediği her şeyi yapar, ondan sonra da ceza falan almaz sokakta hayatına aynı biçimde devam eder anlayışını yok etmek için buradayız. Bakın söz veriyoruz. O cezasızlık çizgisini, o cezasızlık politikasını paçavraya çevireceğiz. Bu memlekette bu ülkenin insanına, bu ülkeye zarar veren kim varsa sonuna kadar bütün gücümüzle, bütün varlığımızla mücadele edeceğiz yakalarına yapışacağız. Yok öyle yağma; garibandır, onun arkasında kimsesi yoktur, zaten yoksul olmasa benim elime düşmezdi çaresizdir, hiçbir işe yaramaz, bari ben bunun sırtından para kazanayım varsın evladı ölsün ben bundan para kazanayım, nasıl olsa ağzını açıp hesap soracak kimsesi yok. Biz kimsesizlerin kimsesiyiz. Yalnızın, yoksulun, garibanın kendisini çaresiz hissedenlerin, çaresiz olmadığını göstermek için buradayız. “İnsanlar hasta olsun da ben para kazanayım diye düşünen buna göre sağlık sistemi kuranlar” Ben b
Kamera: Mehmet ÇALPAR
(İSTANBUL) - Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Ekran Baş, Yenidoğan Çetesi Davası'nın sürdüğü Bakırköy Adliyesi önünde yaptığı açıklamada; “Yalan makinaları çalışıyor ve Türkiye’de yargının bağımsız olduğu, yargının tarafsız olduğu, adil kararlar verilen bir ülke olduğu inandırılmaya çalışılıyor. Buna ilişkin, sayısız örnek verebiliriz. Ama bunlardan en önemlilerden, en vahşilerinden, en insanlık dışı olanlardan bir tanesinin duruşmasını takip etmek üzere buradayız. Takip etmek zorundayız çünkü, bunların saray yargılamalarından adalet çıkmayacağını, gerçek suçluların cezalandırılmayacağını hepimiz biliyoruz” dedi.
TİP Genel Başkanı Ekran Baş, Yenidoğan Çetesi Davası'nın görülmeye devam ettiği Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bulunduğu Bakırköy Adliyesi önünde açıklama yaptı. Erkan Baş’ın açıklamasının satır başları ise şöyle:
"Günlerdir, artık iki hafta geride kaldı, burada adına yargılama denilen bir etkinlik devam ediyor. Ve artık belirli bir karar aşamasına geldiğini düşündüğümüz, gözlemlediğimiz, arkadaşlarımızın bize aktardıkları üzerinden bu doğrultuda bir eğilim oluşan bir yanda tüm bu ülkenin onurlu insanları, bu ülkenin alın teriyle emeğiyle yaşayan insanları, bu ülkenin vicdanını kaybetmemiş tüm insanları adına bugün buradayız ve davayı takip ediyoruz. Bu sahne şu anda bizi izlediğiniz sahne, sanıyorum hiçbirimizi için yabancı değil. Türkiye’nin pek çok kocaman binalar var. O binaların üzerinde saray yazıyor. O binalardan Türkiye’ye adalet çıkacağı, propaganda ediliyor. Yalan makinaları çalışıyor ve Türkiye’de yargının bağımsız olduğu, yargının tarafsız olduğu, adil kararlar verilen bir ülke olduğu inandırılmaya çalışılıyor. Buna ilişkin, sayısız örnek verebiliriz. Ama bunlardan açık söylüyorum, en önemlilerden bir tanesinin, en vahşilerinden bir tanesinin, en insanlık dışı olanlardan bir tanesinin duruşmasını takip etmek üzere bugün buradayız. Takip etmek zorundayız çünkü, bunların saray yargılamalarından adalet çıkmayacağını biliyoruz. Saray yargılamalarında hukuka uygun kararlar verilmeyeceğini biliyoruz. Saray yargılamalarında gerçek suçluların cezalandırılmayacağını hepimiz biliyoruz.
“Daha aldığı nefesi sayabilecek kadar küçücük yavrularımız 3 kuruş para kazanmak için bu alçaklar tarafından öldürüldü”
Bu ülkenin yurttaşları olarak, buradaki bütün arkadaşlarım adına söyleyebilirim. Bizler, ülkemizin bu hale düşürülmesinin acısını yaşıyoruz, ülkemizin bu hale düşünülmesinin utancını yaşıyoruz. Biz bu ülkeyi çetelerin yönetmesinin utancını yaşarken, belki de insanlık tarihinin en kötü örgütlenmelerinin bir tanesi. Daha el kadar, dünyaya yeni gelmiş, daha aldığı nefesi sayabilecek kadar küçücük yavrularımız 3 kuruş para kazanmak için bu alçaklar tarafından öldürüldü. Bu bizim kabul edebileceğimiz, bu bizim normal görebileceğimiz bir şey değil. Bu rezil ülkede bile olmasına tahammül edebileceğimiz bir şey değil. Onun için bugün buradayız. Paranın, o paranın gücü ile iktidar koltuğuna oturanların, iktidar koltuğunda oturmak için bütün varını yoğunu zenginleri daha çok zengin etmek için harcayanların, bu uğurda bütün ülkeyi ateşe atanların el kadar çocukların öldürülmesine yol açanların unutulmasına, bunun yok sayılmasına bunların yaşandığı ülkede hayatın normal bir şekilde devam etmesine isyan ediyoruz.
“Yoksulun, garibanın kendisini çaresiz hissedenlerin, çaresiz olmadığını göstermek için buradayız”
Üç beş tanesine bizleri susturabilmek için, kamuda bizim vicdanımızda oluşan öfkeyi bastırabilmek için ceza verecekler. Ama gerçek suçlular gerçek katiller aramızda gezmeye dolaşmaya yarın öbür gün yeni canları almaya, üç lira para kazanmak için başka çocukları katletmeye, başka anneleri başka babaları ağlatmaya devam edecekler. Ve biz bütün bunların yaşandığı bir ülkede insanız deyip normal biçimde hayatımıza devam edeceğiz. Biz bunu kabul etmiyoruz. Burada yargılama adı altında aslında iktidarın aslında gerçek sorumluların suçlarının örtbas edilmesine, onun yok sayılmasına karşı asla sessiz kalmayacağımızı söylemek için geldik. Bunların bu iktidardan yana olan, parası olan gücü olan bu ülkede istediği her şeyi yapar, ondan sonra da ceza falan almaz sokakta hayatına aynı biçimde devam eder anlayışını yok etmek için buradayız. Bakın söz veriyoruz. O cezasızlık çizgisini, o cezasızlık politikasını paçavraya çevireceğiz. Bu memlekette bu ülkenin insanına, bu ülkeye zarar veren kim varsa sonuna kadar bütün gücümüzle, bütün varlığımızla mücadele edeceğiz yakalarına yapışacağız. Yok öyle yağma; garibandır, onun arkasında kimsesi yoktur, zaten yoksul olmasa benim elime düşmezdi çaresizdir, hiçbir işe yaramaz, bari ben bunun sırtından para kazanayım varsın evladı ölsün ben bundan para kazanayım, nasıl olsa ağzını açıp hesap soracak kimsesi yok. Biz kimsesizlerin kimsesiyiz. Yalnızın, yoksulun, garibanın kendisini çaresiz hissedenlerin, çaresiz olmadığını göstermek için buradayız.
“İnsanlar hasta olsun da ben para kazanayım diye düşünen buna göre sağlık sistemi kuranlar”
Ben bu koltuktan kalkarsam benim suçlu olduğumu anlarlar ve yargılarlar diye korktuğu için koltuğuna yapışıyor. Adam o gün İl Sağlık müdürü İstanbul'da şimdi Sağlık Bakanı. O günkü Sağlık Bakanı, bir ülkenin Sağlık Bakanı, hastane patronu olur mu ya? Senin hastalanmanı bekliyor. Senin hastalanmanı istiyor ki ‘gel senden para kazanayım’ diyor. Bu adamı Sağlık Bakanı yaptıkları bir ülkede yenidoğan çetesi çıkmayacak da ne çıkacak arkadaşlar? Tamam bunlar alçak, bunlar namussuz, bunlar şerefsiz. El kadar bebekleri öldürüp para kazanıyorlar. Peki bunlara yol açanlar, peki bunlara yol verenler? Peki insanlar hasta olsun da ben para kazanayım diye düşünen buna göre sağlık sistemi kuranlar.
“Bizi sırtımızdan para kazanacak mahlukatlar olarak görüyor”
Her seçimde karşımıza çıkıp sağlıkta reform yaptık diyorlardı değil mi? Sağlıkta devrim yaptık diyorlardı. Koca koca hastaneler açtık, şehir hastaneleri açtık. Artık SGK kuyrukları yok. Herkes istediği hastanede tedavi olacak diyorlardı değil mi? İşte bak onların sağlık devrimi bu. Onların sağlık devrimi sen hasta ol, senden para kazanayım. Seni ameliyat edeyim, senden para kazanayım. Sana ilaç satayım, senden para kazanayım. Senin insan olarak bir önemin yok ki, sen bana para kazandırıyor musun? Bize yurttaş olarak bakmıyor, bize insan olarak bakmıyor. Bizi sırtımızdan para kazanacak mahlukatlar olarak görüyor. Kurdukları bu sağlık sistemini görmemiz lazım arkadaşlar, kardeşler, dostlar. Mesele buradaki üç beş tane çeteci, alçak değil. Mesele, bunları yaratan sistemi, bunları yaratan karanlığı, mesele insan hayatını para kazanmak için, insan hayatını alıp satmak için bu özel hastaneleri, kuralların hepsi suçlu. "